Usluca Köyü Derneği
Web Sitemize Hoş Geldiniz

Yemek Tarifi

İÇİNDEKİLER:
-Günahsız / Günahkar bir kul
-Temiz veya kararmış bir kalp
-Teslimiyet ve kararlılık
YAPILIŞ ŞEKLİ:

 -Ne kadar yüzümüz olmasa da, madem hayatın sonunda ölüm ve hesap günah bulunmaktadır. O’ndan başka gidilecek kapı da yok demektir. Bu durumda pişmanlık ateşiyle, tevbe ve istiğfar duşuna koşmak aklın gereğidir. Günah zaten aklın geçici olarak hisse mağlubiyetidir. Çünkü günahın günah olduğunu bilen ve bilerek bileyen insanın durumu, geçici tadına aldanıp zehirli baklavayı ağzına atan adamın hali gibidir.
Zira zehirli baklava ağza alındığında geçici bir tat bıraksa da mideye iner inmez insan kıvranmaktadır. Kıvranan insan ‘’ben layık değilim’’ deyip ilacı kullanmamak ve daha çok zehirli baklava yutmak gibi bir lükse sahip değildir. Yapması gereken geçici olarak devre dışı bıraktığı aklını başına alıp, pişmanlığının da tesiriyle panzehir olan ilaçtan faydalanması, yani tevbe ve istiğfara sarılmakla Cenab-ı Rahim’den af dilemesidir. Diğer türlü pişmanlığı unutmak için günahı günah örtmek, ‘’Zaten öksürüyorum, o zaman kanserde olsam fark etmek.’’ Demek gibi bir divanelik olacaktır.
Çok günah işleyip, fazlaca günah işleyenlere ise şeytan, farklı bir biçimde sağdan yanaşmakta ve ‘’hep aynı günahı işleyip tevbe ediyorsun. Senden bir şey olmaz. Zaten tevbe etsen de yeniden kirleneceksin’’demekte ve tevbeye giden yolları kapamaya çalışmaktadır. Yine kirleneceğim diye vücudumuzu yıkamamak, gusül almamak ne kadar saçma bir düşünceyse, yeniden kirlenebilirim diyerek pişmanlığın gereği olan tevbe de bulunmamak ve manen temizlenme yollarına başvurmamakta o kadar mantıksız bir davranıştır.

Ayrıca tevbe etmek kulluğun bir parçasıdır. Zira bir hadisi şerifte: ‘’ Eğer siz tevbe edip, günah işleyen bir kavim olmasaydınız Cenab- ı  Hak sizi helak eder günah işleyip tevde eden bir kavim yaratırdı.(1)’’ Buyrulmaktadır. Çünkü tevbe halinde kulda bir tat ve koku bulunmaktadır ki, hiçbir halinde bu tat ve bu koku yoktur. Masum olan peygamberlerde dahi günahın aslı değilse de sanki bir zerresinin gölgesi diyebileceğimiz zellenin olması; bizlere tevbenin ne kadar esaslı bir kulluk olduğunu ve peygamberlerde görülen inabenin kulluğu taçlandıran ne kadar değerli bir hal olduğunu hatırlatmaktadır.